21 Nisan 2010 Çarşamba

Koyduk Mu?


Cristian Baroni ' nin yaptığı hareket bjk maçının özetini anlatır gibi sanki .. Yine yeniden kartalın şampiyonluk hayallerini yarınlara bıraktık.. Fenerbahçe düşmanlarını 1 er 1 er s*kiyoruz... Şöle maçın öncesinden maçın sonuna kadar bi değerlendirme yapalım.

İlk olarak maçın 3 gün öncesinden o havaya atmosfere girdik biz. Türkiye'ye koreografi kavramını ilk getiren taraftar olan bizler 4 yıldır süre gelen önemli maçlarda yaptığımız gösterilerin bir yenisini bu maçtada yaptık...
Çarşamba günü başlayan çalışmalarımız cumartesi akşam son bulmuştu.Çok az sayıda kişiyle başlandı ve bitirildi bu çalışma , gs maçında yaşanan olası bir dışarı bilgi sızması olmaması için özenle çalışıldı... Herkes okulundan sınavından işinden gücünden uykusundan büyük feragat edip kalkıp geldi stada..Stadın otoparkında haydi bismillah diyerek vuruldu ilk fırçalar.boyanan yerler ipe asılıp kurumasını çabuklaştırmak geri kalanını boyamak lazımdı.Zaman çok az ve az kişiydik.Ve 75 metre uzunluğundaki bi set pankartı onun üstünde alevler bir dünya...

Haydi beyler az kaldı...Son harfler.. Ağzınız değil elleriniz çalışsın sözleriyle ve mırıldandığımız Fenerbahçe marşlarıyla boyama işlemini cuma günü bitirdik.. Sıra gelmişti en cancanlı bölüme..Bu boyanan pankartlar ağa dikilcekti.Herkesin kafasında "ulan boyalı kumaş çok fazla bu ağırlığı taşıcakmı bu ağ ?" sorusu vardı.Neyse biz dikelimde provalarda görcez.Koparsada kopar diyerek koyulduk tüm pankartı dikmeye..


 

Stadın benim balkon diye tabir ettiğim kısmında; yarı dinlenerek yarı muhabbetler eşliğinde dikim işlemini tamamladık.Karşımızda bulunan apartmanın birinde bursa maçını izleyen aileye misafir olduk bizde heyecanlı bir takip ve bekleyiş içindeydik..Kafamızda şampiyonluk hesapları yapıyorduk..Ulan bursa berabere kaldı biz bi yensek..Veya berabere biz kalsak nolur falan matematik işlemlerinin bile işin içinden çıkamayacağı ince hesaplar peşindeydik.Bursanın attığı 2 tane saçma golle maçı bıraktık yüklendik koreografi üzerindeki işlemlere...Tabi 3 te biten boyama işlemiyle...Pankartların düzenlenmesi, dikilmesi  akşam 10 u buldu...

Dikme işlemi bittikten sonra herkes sıra halinde dizildi yanyana sanki askeri bir disiplin içerisinde.. Resimler videolar çekerken düşündümde ulan ne cefakar ve vefakar taraftarız.. Bizim yerimizde başka bir taraftar bu kadar uğraşmaz yani...İnsanlar saat kaç olmuş hala burdalar.Yarın işleri okulları var kimin umrundaa pehhh..

  



Pankart artık omuzlarda besteler eşliğinde Türk Telekom Tribününe doğru yola çıktı...İçimizden biri olan Kemal'in Yıldız Tilbe'den Aşk Laftan Anlamaz ki  şarkısını seslendirmesiyle kulaklarımız paslandı...İnsan haklarına başvurma kararı aldık ; Kemal bir daha şarkı söylemesin çok netti kararımız !

Ağlar çatıya bağlanmış makaralara bağlandı.. Artık herşey hazır prova yapalımm.. Herkes eline bir eldiven giydi çıktık yukarı komutu beklemeye başladık..Komut verildi çekmeye başladık Bismillah diyerek..Pankarttan  sesler geliyordu..En sonunda dünyanın üst tarafı fileden koptu.. neyse fazla abanmayalım ama 4 5 kere prova yapalım maçta rezil olmaktansa , koparsa şimdi kopsun düşüncesiyle hareket ettik.. neyseki çok fazla hasar almamıştı koreografimiz.Maça hazırdı. Sadece koltuklara karton dizimi kalmıştı..Cumartesi günüde o tamamlandı ve son bir prova yapıldı....


Maç günü erkenden Yoğurtçu parkında toplandık..O bahsedilen toz bulutu volkanik dağdan gelen dumanlar falan hava kötü olcak diyorlardı.Hava aksine mükemmeldi..Parkta herkes çoşkulu heyecanlı maçı bekliyordu... Stadın kapıları 4:30 da açıldı açılır açılmaz erkenden girdik içeri... Direk C bloktaki yerimizi aldık..

Stadda ince hesaplar yine aldı yerini..Bugün koyarmıyız . Koyarsak kesin şampiyonuz olumm...

Koreografi için tribünün koridorunda buluşuldu yaklaşık 50 kişilik grup.. herkese görevler verildi ve anlatıldı nasıl yapılması gerektiğini..Elimize aldık eldivenimizi çıktık ipleri çekmeye...Zafer abinin komutuyla ipler çekildi...Ondan sonraki girilen bestenin  ve staddaki çoşkunun üstten görünüşü tarif edilemezdi.. İçimi bir huzur kapladı ve gözlerim doldu ... İşte bu lan dedim ... Çok şükür olsun verilen onca emeğe karşı Allah utandırmadı bizi kareografimizde hiçbir sorun çıkmadı ..



Koreografi işlemlerimiz bitince direk koşarak merdivenlerden onca sıkışıklığa rağmen tribündeki yerimizi almaya çabalıyordukki .... Omuz omuza devreye girdi.10 9 8 7 ...... 2 1 0 Laylaylaylay; tanımadığımız insanlarla kolkola girip omuzomuza yaptık... Daha sonra ne beşiktaş ne cimbom ne de trabzon bu sene sensin şampiyon bestesini girmemizle , Alex de Souza (kaptanımız) beşiktaş'a girdi...Maalesef golü görmedim ama sevincim görülmeye değerdi...

Golden sonra yapılan tribün yine efsane ve yine damga vurmuştu güne...

Ankarada Gençlerbirliği maçında Fener Gol Gol Gol , Şampiyonluk gidiyor bestesini söyleyen taraftar, İddaalı hale geldiğimiz ligde , inanmışlığında vermiş olduğu aşkla FENER GOL GOL GOL , ŞAMPİYONLUK GELİYOR sözleriyle inlettik Kadıköy'ü..

Toteme , uğura çok inan biri olarak maçın ilk yarısı elimde koreografiden kalma eldiveni çıkarmamıştım.Taki 2. yarı yeter artık elim terledi lan diyerek çıkarttım.. 2. yarı bjk bastırıyor biz geri yaslanıyorduk..Ta ki penaltı olana kadar... Herkes şokta , bjk tribünleri çoşmuştu.. Eldiven elimdeyken ne güzelde oynuyorduk lan diyerek taktım eldiveni içimden gelen birkaç dua okuyup volkana doğru üfledim :) ... Dedim ya totemlere uğura inanırım... Etrafımdaki arkadaşlarım olum bune çıkar şu eldiveni nerden çıktı demeleriyle görceksiniz olum diyişim hala aklımda..Ve penaltı kaçar herkes benim üzerime çullanır.... o eldivenide maç boyu çıkarmadım akıllandım çünkü :)...

Maç sonunda artık gelenekselleşen futbolcuların orta yuvarlakta stad ile birlikte omuzomuza yapmaları adeta şampi... luğu kutlama gösterisi gibiydi... maçtan sonra bi 30 dk taşşağımızıda geçtik siyah beyaz oğlanlarla.İnönüde bize yaptıkları Koyduk mu? sözlerini onlara iadeyi ziyaretleriyle götlerine s*ktuk sanırsam. Artık bizden mutlusu yok ( kareografi sorunsuz geçti - kartala koyduk)..

Son 4 maç kaldı.En önemli engeli aştık artık...Haydi çocuklar !


17 Nisan 2010 Cumartesi

Cesur Adamlar..!



Fenerbahçe SPOR Klübü..!

Dikkatinizi çektiyse çok fazla klüpte bu sıfat yok.. Biz bu taşıdığımız sıfatın hakkını fazlasıyla veriyoruz.

Futbol dışında , voleybol ve basketbolda 100. yılımızdan itibaren büyük bir sıçrama yaparak çok büyük gelişimler kaydettik.
Bayan voleybol takımımız bu sene şampiyon olduktan sonra ,  erkek voleybol takımımızda Ziraat Bankası'nı setlerde 1-3 yenerek şampiyon oldu.18 Nisan günü Sarı Meleklerimizle birlikte Filenin Efendilerinide alkışlamak gerek.Gerçekten voleybol dalında aldığımız başarılar biz Fenerbahçelilerin onurunu okşayıp.Biz Fenerbahçeyiz , yaparız diyerek övünmekten alıkoymuyor..

Ayrıca Bayan Basketbol takımımızın beşiktaşı akatlarda yenip ligi nağmalup tamamlamasıda en az Şampiyonluk kadar değerli ve gurur verici hepimiz için.

Şöle bir düşünüyoum 100. yılda bayan, erkek voleybol ve basketbol branşlarımızdaki başarılarla kıyaslasak hangisi daha ağır basar.Gerçekten bu sene klüp olarak futbol dışında gösterilen performansla Dünya Spor Klübü olma yolunda ilerliyoruz sanırsam.

Burdan tekrardan Erkek Voleybol takımımızda emeği geçen sporcusu , antrenörü , menejerinden masörüne kadar herkese helal olsun , teşekkürler...

15 Nisan 2010 Perşembe

Pankartlı Motivasyon


Yönetim , bugün antreman öncesi Can Bartu Tesisine bu pankartı astırmış... Güzelmiş, takdir ettim şahsen.Artık mesajları pankartlarla veriyorlar.. Her maç öncesi böyle değişik motivasyon örnekleri sergiliyoruz..Bizede düşen görev 90 dakika boyunca desteklemek olcak.. Güvenimiz sonsuz.Futbolcu Taraftar bir oldumu Fenerbahçe'nin önünde hiçbirşey duramaz..
Şimdilik söyleyeceğimiz şey ;
Çocuklar inanın , inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz , güneşli günler ..!

İnleyen Nağmeler Hafiften Ruhumuzu Sarmaya Başladı..





Hayatımız Fener Olmuş


İlk olarak şunu belirtmek isterimki ; ulan herkes bi blog açmış.Görüş ve düşüncelerini belirtiyor.Şöle bi düşündüm benim neyim eksik lan! Bende açıcam diyip.Büyük bir hevesle bir blog açtık.İlerleyen günler nolur bilmem.Hevesimi aldıktan sonra bırakırmıyım.Yoksa canım sıkıldıkça yazarmıyım bilmiyorum.Ama blogun büyük bölümü tabiki Fenerbahçe olcak.Çünkü hayatımız Fener olmuş artık... Onunla üzülüyoruz onunla gülüyoruz.Günlük hayatımız bile Fener'e endeksli anasını satim.

Fener dışında garip olan olaylarıda burda yer verip bi iki laf edicem.Bu konuda yeniyiz.Yazı stilimiz düzenimiz güzel olmayabilir.Mazur görün..Bu ne lan ne biçim bir blog burası diyosanızda.Siktirin gidin okumayın .mına koyim.Zorla okutturmuyoruz ya :)

E haydi o zaman .